İnsan kaynakları (İK) artık sadece süreç yönetmekle sınırlı değil; kurum ve paydaşlar için değer yaratmakla ölçülüyor. Dave Ulrich’e göre stratejik çok yönlülük, çelişkili talepleri dengeleyerek uzun vadeli yetenek ve rekabet avantajı yaratmayı sağlıyor. İK’nın görevi, iç sistemleri dış kimlikle uyumlu hale getirerek bütçe, verimlilik, inovasyon ve insan odaklılık gibi paradoksları yönetmek. Başarılı İK, yalnızca işleri yürütmekle kalmıyor, somut iş sonuçlarına dönüşen stratejik değer üretiyor.